Ulusal İşitme Tarama Programları

Embriyolojik Dönemde İşitme

Ulusal Yenidoğan İşitme Tarama Programları sayesinde işitme kaybı neticesinde doğabilecek birçok problemin önüne geçilmesi sağlanmaktadır. Anne karnındayken seslerle olan temasın başlaması büyük önem arz etmektedir. Anne karnındaki bebek, sesin suprasegmental özelliklerini (vurgulama, tonlama vb.) algılayabilmektedir. Bunun nedeni anne karnındaki embriyoda ilk gelişen yapının iç kulak olmasıdır. İşitmenin temel yapı taşlarını içeren iç kulak yapıları, embriyolojik dönemin 22. gününde gelişmeye başlar, doğumda tüm yapılarıyla birlikte mature bir haldedir. Dış ve orta kulak yapıları ise yaşamımız boyunca değişim ve gelişim göstermeye devam eder.

İşitme Kaybı Prevelansı

Ulusal Yenidoğan İşitme Tarama Programı tarafından oluşturulan istatistiklere göre, Türkiye’de bir yıl içerisinde doğan çocukların 2600 – 3000’i işitme kayıplı olarak doğmaktayken; geç başlangıçlı işitme kayıplı çocuklarda 2400 – 3000 gibi bir sayıyla karşı karşıyayız. Bu da bize bir halk sağlığı sorununun tespitinde kullanılan “Yenidoğan İşitme Taraması” nın önemini göstermektedir. Özellikle ülkemizde yapılan akraba evliliği nedeniyle çocuklarda işitme kaybı riski artmakta ve bu gibi risk faktötlerinde konjenital işitme kaybını saptamak için Sağlık Bakanlığı tarafından yenidoğanlara zorunlu kılınmıştır.

Ulusal İşitme Tarama Programları

  1. Yenidoğan İşitme Taraması
  2. Okul Çağı İşitme Taraması

 

1.Yenidoğan İşitme Taraması

Yenidoğan işitme taramasının amacı, erken tanı ve erken müdahale ile bebekte oluşan doğumsal işitme kaybının, bebeğin gelişim alanlarına olumsuz etkisini en aza indirgemektir. Bu tarama tüm bebekleri doğumdan sonra, hastaneden taburcu olmadan önce fizyolojik bir yöntemle (t-ABR, t-TEOAE) taramayı içerir. Eğer bebek herhangi bir durumdan dolayı taburcu olmadan önce taramaya girememişse ilk 1 ay içinde fizyolojik bir yöntemle taramaya tabi tutulmalıdır. İlk taramada bir kulaktan bile kalsa bebeklere, bebeğin ilk 1. ayı içinde her iki kulağa da tekrardan test yapılmalıdır. Taramadan kalan bebekler 1 aylık olduklarında tanısal değerlendirme için referans merkezine yönlendirilmelidir. Sonuç olarak bebeğin yaşamının ilk 1 ayı içinde ülkemizde tarama testleri (tekrarlarıyla birlikte) tamamlanır. Bu taramaların hepsinden kalmış olan bebeklere ise 3 aylık olmadan önce KBB değerlendirmesi ve tanısal odyolojik testler (her iki kulağa da) uygulanır. Böylece bebekte işitme kaybı varsa 3 aylık olana kadar tanısı konur.

Kalıcı işitme kaybı tanısı konan bebeklere, en geç 1 ay içerisinde uygun işitme cihazı seçimi ve ayarlamaları uzman yapar. Tedavinin devamında bebeklere en geç 6 aylıkken erken müdahale hizmeti (rehabilitasyon ve eğitim) verilir. İşitme kaybı olan çocukların, 3 yaşına kadar her 6 ayda bir gelişim basamakları (dil ve konuşması, kelime bilgisi, sosyo-duygusal gelişimi vb.) değerlendirilmelidir.

Taramayı Etkileyen Faktörler

  • Test Ortamı: Yenidoğan işitme taramasının doğru bir sonuç verebilmesi için sessiz bir ortamda yapılması gerekmektedir.
  • Bebeğin Konumu: Bebek mümkünse sabit yüzeyde yatarken, olabildiğince hareketsiz bir şekildeyken uzman test yapar.
  • Probe ve Probe Ucu: YDİT’in sık yapılmasından ve doğum sıvılarının bulunmasından dolayı probe ucu tıkanabilmektedir. Probe seçimini dış kulak yoluna uygun ve yerleşimini doğru şekilde yapmak da aynı şekilde önemlidir.
  • ABR İçin Elektrot Yerleşimi: Uzmna elektrotların takıldığı bölgeleri iyi temizler ve elektrotları doğru yerleştirir.
  • Testi Yapan Kişinin Tecrübesi: Testi tecrübesi ve yetkisi olan bir personel yapmalıdır.
  • Ekipmanların Kalibrasyonu: Doğru sonuç almak için aletlerin kalibrasyonunun tam olması gerekmektedir.

Kalıcı İşitme Kaybı İçin Risk Faktörleri

  • Bakım verenin işitme, konuşma, dil veya gelişimsel açıdan endişesi,
  • Ailede kalıcı işitme kaybı öyküsü,
  • Anne karnında geçirilen enfeksiyonlar (Kızamıkçık, Herpes, HIV, Sifilis, Toksoplazma),
  • Yenidoğan bakım ünitesinde kalma,
  • Kranofasiyel anomaliler,
  • Fiziksel bulgular,
  • Sendromlar,
  • Nörodejeneratif hastalıklar,
  • Sensörinöral işitme kaybı ile ilişkili kültür pozitif postnatal enfeksiyonlar (bakteriyel menenjit vb.)
  • Kafa travması,
  • Kemoterapi.

 

2.Okul Çağı İşitme Taraması

Yenidoğan işitme taraması ile, çocukluk çağında başlayan (geç başlangıçlı) kalıcı işitme kaybının %10-20’si tespit edilemez. Bu yüzden okul çağı işitme taramasının amacı; YDİT’den geçen okul çağındaki çocukların işitmesinin normal gelişimini riske sokacak durumların erken dönemde tanılanmasıdır. Kreş veya anaokulundaki çocuklarda, orta kulak hastalıklarına bağlı olarak görülen hafif/orta derece işitme kaybı yaygındır. Bu da çocuğun gelişimi, dikkati, sosyal hayatı ve okul başarısı üzerinde olumsuz bir etkiye sahiptir. Tarama sayesinde bu çocuklara erkenden tanı konulabilecek, gerekli tedavi ve rehabilitasyon sağlanmaktadır.

Tarama odyometri cihazıyla yapılan bu test, 1. sınıf öğrencilerine, okullarda, Toplum Sağlığı Merkezlerinde görevli sağlık memuru, hemşire, ebe  ya da ildeki odyometristler tarafından, 20 dB’de 500-1000-2000-4000 Hz’ de yapılmaktadır. Testten şüpheli bir sonuç alınırsa çocuk 48 saat – 1 hafta içinde tekrar teste alınmalıdır. Böylece çocuğun varsa geç başlangıçlı, minimal, unilateral/bilateral, kalıcı işitme kaybı tespit edilmiş olur.

 

Ody. Selin Naz ÖZDEMİR

Yorum yapın