Çocuklarda Orta Kulak İltihabı

Pediatrik grupta orta kulak iltihabı genellikle orta kulak enfeksiyonu veya otit olarak bilinmektedir. Ayrıca çocuklarda görülmesinin yanı sıra yaş ve cinsiyet fark etmeksizin yetişkinlerde de görülebilmektedir. En sık 6-24 aylık bebeklerde görülür ve 5 yaştan sonra görülme sıklığı giderek azalır. Bebekleri huzursuz eden bu durum nadiren de olsa kendiliğinden geçebilir. Diğer bir yandan uzun sürmesi ve kendiliğinden iyileşme olmaması halinde kulakta ağrının yoğunlaşması ve kulak zarında delinmeye yol açabilir. KBB hekimi eğer uygun görürse antibiyotik tedavisine başlanır ve iyileşme genellikle birkaç gün içinde gerçekleşir ve antibiyotik tamamen bitirilerek tedavi tamamlanır. Genel bir tanımlama yapacak olursak, orta kulak iltihabı yani otitis media kulak zarından sonra gelen kısım olan çekiç, örs ve üzengi adı verilen kemikçiklerin yer aldığı ve titreştiği kısımda meydana gelen iltihaplanma durumudur. En sık görülen grup ise pediatrik gruptur.

Presbiakuzi

Presbiakuzi, artan yaşa bağlı olarak ortaya çıkan işitme kaybı anlamına gelmektedir. Ayrıca yaşlanma ile ortaya çıkan kronik hastalıklar arasında en yaygınıdır. Presbiakuzi, bilişsel bozukluklarının nedenlerinden biri olarak görülmektedir. İşitme bozukluğu üzerine yapılan son çalışmalar, yaşlılarda demans riskini artıran bilişsel süreçlerle bir korelasyon olduğunu kanıtlamaktadır. İşitme cihazlarının kullanımı ile işitmenin zamanında rehabilitasyonu(yeniden kazandırılması), bilişsel işlevin inhibisyon süreçlerini geciktirmenize izin verir ve yaşlıların aktif ömrünü uzatmasını sağlar.

Çocuklarda İşitme Kaybı

Konuşmanın öğrenilmesi için ek olarak herhangi bir sağlık problemi olmaması durumunda en önemli unsur işitmedir. Tipi, derecesi ve konfigürasyonu fark etmeksizin işitme kaybı çocukların konuşmasını ve dil gelişimini doğrudan etkiler. Buna bağlı olarak sosyal, akademik ve duygusal problemleri de beraberinde getirir. Dil ve konuşma gelişiminin sağlıklı bir şekilde olması için işitmenin normal sınırlarda olması gerekmektedir. Konuşmanın olumsuz etkilenmesi ise işitme kaybının derecesi ile doğru orantılıdır. Dolayısıyla hafif dereceli bir kayıp bile çocuğun dil ve konuşma gelişimini olumsuz etkileyebilir. Dil gelişiminin en önemli dönemi 0-4 yaş aralığıdır. Hem konuşmayı hem de dili öğrenen yetişkin bireyler işitme kaybı yaşasalar bile duymadıkları kısımları tahmin ederek bir süre idare edebilirler. Ancak çocukların çevredeki sesleri çok net ve anlaşılır duymaları gerekmektedir. Bu nedenle eğer pediatrik grupta işitme kaybı mevcutsa hızlı aksiyon alınmalı ve pediatrik işitme cihazı uygulamasında bu alanda uzman odyologlardan destek alınmalıdır.

Gürültü ve İşitme Sağlığı

Gürültü, dinleyicinin duyabildiği ve kişiyi rahatsız eden veya kişinin işitme sağlığını riske sokan bütün seslere (rastgele titreşimlere) denir. Kişide anksiyete, stres, kardiyovasküler problemler, kulakta çınlama, kalıcı veya geçici işitme kaybına sebep olabilir. Gürültünün bireydeki etkileri, gürültünün özelliklerine göre değişim göstermektedir. Ani bir şekilde gürültüye maruz kalınması durumunda oluşan işitme kaybına “Akustik Travma”; uzun süreli bir gürültünün işitme hassasiyetini azaltması sonucu oluşan işitme kaybına “Gürültüye Bağlı İşitme Kaybı (GBİK)” denir. Gürültüye bağlı işitme kaybının oluşmasında özellikle gürültünün şiddeti (seviyesi) ve gürültüye maruz kalma süresi büyük önem taşımaktadır. Düşük şiddetteki veya kısa süreli gürültüye maruz kalma sonrasında, işitme eşikleri belirli bir süre içerisinde iyileşerek tekrar eski haline dönüyorsa “Geçici Eşik Değişikliği”; yüksek şiddette veya uzun süreli gürültüye maruz kalma sonrasında işitme eşikleri tam anlamıyla eski hale dönmüyorsa “Kalıcı Eşik Değişikliği” yaşandığı söylenebilir.

Ani İşitme Kaybı

Ani işitme kaybı adından da anlaşılacağı üzere aniden veya en fazla 72 saatlik süre içerisinde ilerleme göstererek işitmede kısmi olarak veya tamamiyle kayıp meydana gelmesine denir. Ani işitme kaybı tanısı olan hastaların çoğunun tanımlanabilir bir işitme kaybı nedeni yoktur. Odyolojik olarak ise art arda gelen üç frekansta 30 dB’lik sensörinöral kayıp meydana gelmesi veya daha fazla kayıp olarak tanımlanabilmektedir. Hastanın işitme kaybında düzelme kısmi veya tam olabilmesinin yanı sıra düzelme olmayabilir. Ani işitme kaybının görülme sıklığı 100.000’de 5 ila 20 arasındadır. Gerçek görülme sıklığı bu tahminlerden daha yüksek olabilir çünkü etkilenen ve hızla iyileşen kişiler tıbbi bakıma başvurmazlar. Her yaştan bireyde görülebilmesinin yanı sıra 50-60 yaş arası bireylerde daha sık görülmektedir. Peki ani işitme kaybı erkeklerde mi daha çok görülür kadınlarda mı ? Hem erkeklerde hem de kadınlarda eşit oranda görülmektedir.

İşitsel Rehabilitasyon

Rehabilitasyon kelimesi ingilizce kökenli ‘ability’ sözcüğünden gelmektedir. Yetenek, güç, fonksiyon gibi anlamlara gelen bu kelimenin önüne gelen ‘re’ eki ise yeniden kazandırma anlamı taşımaktadır. Rehabilitasyon kelimesi çok geniş bir kullanım alanına sahip olmakla birlikte bu yazımızda “İşitsel Rehabilitasyon” konusunu ele alacağız. Tüm rehabilitasyon alanlarında amaç bireyde mevcut olan anatomik veya fizyolojik problemlerin günlük yaşantısına etkisini en aza indirmek ve var olan becerilerini güçlendirmektir. Kaybedilen bir becerinin geri kazanımında gerekli medikal ya da cerrahi müdahaleler yapıldıktan sonra rehabilitasyon aşaması oldukça önemlidir. Örneğin bir kaza sonucu ayağı sakatlanan birey için öncelikle ortopedi doktorunun yaralanma veya kırığa müdahale etmesi, iyileştirmesi beklenir. Ardından ise bir fizyoterapistin verdiği rehabilitasyon eğitimi ile kişi normal yürüme fonksiyonunu tekrar kazanmaya çalışır. Kısaca doktor iyileştirir, fizyoterapist çalıştırır diyebiliriz.

Sesleri Nasıl Duyarız ?

İşitmenin yolculuğu, doğadaki seslerin bireyin ilk olarak kulak kepçesine ulaşmasıyla ve kepçe tarafından seslerin toplanmasıyla başlar. Dış kulağın görevi çevresel sesleri toplayıp, dış kulak yolu aracılığıyla kulak zarına iletilmesini sağlamaktır. Dış kulak yolu ile taşınan sesler kulak zarını titreştirerek seslerin orta kulağa geçmesini sağlar.Kulak kepçesi kıkırdak yapıdan oluşur ve eğilip bükülmeye, esnemeye karşı dayanıklıdır. Dış kulak yolunun dış 1/3’ü kıkırdak iç 2/3’ü kemikten oluşur ve serumen maddesiyle kaplıdır. Serumen balmumu kıvamında olup koruyucu görevi vardır. Kulak zarı ince epitel dokudan oluşan, bir kısmı esnek bir kısmı gergin yapıda bir zardır. Orta kulak kemikçiklerinden malleus kulak zarına yapışık haldedir.Orta kulak dış kulak ile iç kulağın arasındaki yapıların bulunduğu kısımdır. Orta kulakta üç tane kemikçik bulunur. Bunlar vücudun en küçük kemikleridir. Bu kemikler sırasıyla; malleus, incus, stapes’tir. İç kulak, baş bölgesinde göz ile kulak kepçesi hizasında kafatası kemikleri içinde yer alır. Bulunduğu kemiğin adı temporal kemiktir. İç kulak salyangoz (koklea) şeklinde bir yapıdan ve üç adet yarım daire şeklinde kanaldan (semisirküler kanallar) meydana gelir. Koklea sesleri algılamakla ilgiliyken semisirküler kanallar denge mekanizmasından sorumludur.

Görünmeyen İşitme Cihazı

İşitme cihazı kullanımında büyük öneme sahip olan kriterlerin başında estetik kaygı gelmektedir. İşitme cihazları ilk ortaya çıktıklarında yaklaşık bir metre boyundaydı. Şimdi ise kulağınızdaki işitme cihazını bir metre uzaktan görmek pek mümkün değildir. Klinik İşitme Cihazları Merkezinde en doğal sesi veren, son teknoloji, yapay zeka destekli, şarjlı işitme cihazları ile sizlere hizmet vermekteyiz. Boyutları ise bir nohut tanesi kadar. Günümüzde işitme cihazlarının ses kalitesi kadar görünümü de çok önem taşımaktadır. Artık kimse kulağının arkasında çok büyük görünen bir cihazı takmak istememektedir. Görünmeyen işitme cihazı için aradığınız tüm çözümler Klinik İşitme Cihazları’nda. İşitme cihazları geçmişten günümüze gelişerek gelmiştir. İşitme cihazları eskiden kulağa tutulan huni şeklindeki aparatlar iken günümüzde mikrofon, işlemci ve hoparlör içeren teknolojik cihazlardır. Elektronik işitme cihazları 20. yüzyılın başlarında üretilmeye başlanmıştır. İlk ortaya çıktıklarında işitme cihazları tek kanallı, tek mikrofonlu, yapay zeka desteği olmadan tüm sesleri olduğu gibi yükselterek çalışıyordu. Günümüzde çok kanallı, birden fazla mikrofonlu ve güçlü işlemcileri sayesinde arka plan gürültüsünü azaltan, konuşmacıya odaklanan, sesin analizini yapabilen, daha doğal ses verebilen işitme cihazları üretilmektedir. 1980’li yıllara doğru analog işlemcili işitme cihazları üretilmeye başlanmış olup dijital işitme cihazlarının seri üretime geçebilmesi yaklaşık 2000’li yılları bulmuştur.

İşitme Cihazı Ankara

İşitme kaybınız var ise işitme cihazı kullanmanız gerekmektedir. İşitme cihazı kullanmazsanız her geçen zaman diliminde konuşmaları ayırt etmekte zorlanabilirsiniz. İşitme kaybınız olması durumunda bir işitme cihazı satış ve uygulama merkezine giderek size en uygun işitme cihazını işitme uzmanının işitme testinizi yapıp değerlendirmesinin ardından alabilirsiniz. İşitme cihazı alacağınız yerde mutlaka bir odyolog veya uzman odyolog bulunması gerekmektedir. İşitme cihazı alma konusunda en önemli nokta cihaza yapılan ayarlardır. Ankara’da işitme cihazı satışı yapan bazı yerlerde REM ölçümü yapılarak cihaz ayarları yapılır ve bu en sağlıklı yöntemdir. İşitme kaybınıza göre yapılan cihaz ayarını aynı zamanda REM ile desteklemek sesleri en kaliteli şekilde duymanızı sağlayacaktır.

Neden İki Taraflı İşitme Cihazı Kullanmalıyım ?

Normal işiten bireyler iki kulak sayesinde en temelde hem gürültülü arka planda konuşmaları daha kolay anlarlar hem de sesin hangi taraftan geldiğini belirlemekte güçlük çekmezler. Bu iki en temel fonksiyon bir kulakta işitme kaybı olduğunda veya tek kulakta total kayıp olması durumunda tam olarak yerine getirilemez. Bu bilimsel bilgiler iki taraflı işitme cihazı kullanmanın önemini belirgin bir şekilde göstermektedir. Yapılan çalışmalar da çift taraflı işitme cihazı kullanan hastaların tek taraflı kullananlara göre daha normal işitsel işlevle hayatlarını sürdürdüğünü ve yaşam kalitelerini arttırdığını kanıtlamaktadır.