Kulak çınlaması, işitsel bir uyaran olmadığı halde ses algılanması olarak tanımlanmaktadır. Latincede bulunan “tinnire” kelimesinden türetilmiş olup, çan çalmak, zil anlamlarına gelmektedir. Tinnitusu bazı psikiyatrik durumlar ile ( kuş sesi, insan sesi, müzik sesi vb anlamlı sesler duymak ) karıştırmamak gerekir. Tinnitus bir kulakta, her iki kulakta veya başın içinde algılanabilir. Genellikle duyusal kayıplara karşı oluşan nöroplastik cevapların oluşturduğu işitsel varsanıların kulak çınlamasını oluşturduğu düşünülmektedir. Tinnitus ile ilişkili olduğu bilinen bir çok hastalık olmakla birlikte bunların en başında işitme kaybı gelmektedir. Özellikle yüksek frekanslarda görülen işitme kayıpları kulak çınlaması için majör risk faktörlerindendir. Fakat işitme kaybı olup tinnitus semptomu olmayan veya işitme kaybı olmayıp tinnitusu olan bir çok hasta vardır. Tinnitus ile işitme kaybı arasında bir ilişki olmakla birlikte bu ilişki her zaman doğru orantılı değildir. Gürültü maruziyeti veya akustik travma yaşayan bireylerde tinnitus görülme sıklığı artmaktadır. Obezite, alkol ve tütün kullanımı, kafa travmaları, hipertansiyon, uyku bozuklukları, anksiyete olası risk faktörlerindendir. Kulak çınlamasına neden olan bir çok risk faktörü bilinse de net olarak hangi durumun nasıl etki ettiğini tespit etmek çoğu zaman mümkün olmamaktadır.
Author: Ody. Mahir ASLAN (Ody. Mahir ASLAN)
İşitsel Rehabilitasyon
Rehabilitasyon kelimesi ingilizce kökenli ‘ability’ sözcüğünden gelmektedir. Yetenek, güç, fonksiyon gibi anlamlara gelen bu kelimenin önüne gelen ‘re’ eki ise yeniden kazandırma anlamı taşımaktadır. Rehabilitasyon kelimesi çok geniş bir kullanım alanına sahip olmakla birlikte bu yazımızda “İşitsel Rehabilitasyon” konusunu ele alacağız. Tüm rehabilitasyon alanlarında amaç bireyde mevcut olan anatomik veya fizyolojik problemlerin günlük yaşantısına etkisini en aza indirmek ve var olan becerilerini güçlendirmektir. Kaybedilen bir becerinin geri kazanımında gerekli medikal ya da cerrahi müdahaleler yapıldıktan sonra rehabilitasyon aşaması oldukça önemlidir. Örneğin bir kaza sonucu ayağı sakatlanan birey için öncelikle ortopedi doktorunun yaralanma veya kırığa müdahale etmesi, iyileştirmesi beklenir. Ardından ise bir fizyoterapistin verdiği rehabilitasyon eğitimi ile kişi normal yürüme fonksiyonunu tekrar kazanmaya çalışır. Kısaca doktor iyileştirir, fizyoterapist çalıştırır diyebiliriz.
Sesleri Nasıl Duyarız ?
İşitmenin yolculuğu, doğadaki seslerin bireyin ilk olarak kulak kepçesine ulaşmasıyla ve kepçe tarafından seslerin toplanmasıyla başlar. Dış kulağın görevi çevresel sesleri toplayıp, dış kulak yolu aracılığıyla kulak zarına iletilmesini sağlamaktır. Dış kulak yolu ile taşınan sesler kulak zarını titreştirerek seslerin orta kulağa geçmesini sağlar.Kulak kepçesi kıkırdak yapıdan oluşur ve eğilip bükülmeye, esnemeye karşı dayanıklıdır. Dış kulak yolunun dış 1/3’ü kıkırdak iç 2/3’ü kemikten oluşur ve serumen maddesiyle kaplıdır. Serumen balmumu kıvamında olup koruyucu görevi vardır. Kulak zarı ince epitel dokudan oluşan, bir kısmı esnek bir kısmı gergin yapıda bir zardır. Orta kulak kemikçiklerinden malleus kulak zarına yapışık haldedir.Orta kulak dış kulak ile iç kulağın arasındaki yapıların bulunduğu kısımdır. Orta kulakta üç tane kemikçik bulunur. Bunlar vücudun en küçük kemikleridir. Bu kemikler sırasıyla; malleus, incus, stapes'tir. İç kulak, baş bölgesinde göz ile kulak kepçesi hizasında kafatası kemikleri içinde yer alır. Bulunduğu kemiğin adı temporal kemiktir. İç kulak salyangoz (koklea) şeklinde bir yapıdan ve üç adet yarım daire şeklinde kanaldan (semisirküler kanallar) meydana gelir. Koklea sesleri algılamakla ilgiliyken semisirküler kanallar denge mekanizmasından sorumludur.
Görünmeyen İşitme Cihazı
İşitme cihazı kullanımında büyük öneme sahip olan kriterlerin başında estetik kaygı gelmektedir. İşitme cihazları ilk ortaya çıktıklarında yaklaşık bir metre boyundaydı. Şimdi ise kulağınızdaki işitme cihazını bir metre uzaktan görmek pek mümkün değildir. Klinik İşitme Cihazları Merkezinde en doğal sesi veren, son teknoloji, yapay zeka destekli, şarjlı işitme cihazları ile sizlere hizmet vermekteyiz. Boyutları ise bir nohut tanesi kadar. Günümüzde işitme cihazlarının ses kalitesi kadar görünümü de çok önem taşımaktadır. Artık kimse kulağının arkasında çok büyük görünen bir cihazı takmak istememektedir. Görünmeyen işitme cihazı için aradığınız tüm çözümler Klinik İşitme Cihazları’nda. İşitme cihazları geçmişten günümüze gelişerek gelmiştir. İşitme cihazları eskiden kulağa tutulan huni şeklindeki aparatlar iken günümüzde mikrofon, işlemci ve hoparlör içeren teknolojik cihazlardır. Elektronik işitme cihazları 20. yüzyılın başlarında üretilmeye başlanmıştır. İlk ortaya çıktıklarında işitme cihazları tek kanallı, tek mikrofonlu, yapay zeka desteği olmadan tüm sesleri olduğu gibi yükselterek çalışıyordu. Günümüzde çok kanallı, birden fazla mikrofonlu ve güçlü işlemcileri sayesinde arka plan gürültüsünü azaltan, konuşmacıya odaklanan, sesin analizini yapabilen, daha doğal ses verebilen işitme cihazları üretilmektedir. 1980’li yıllara doğru analog işlemcili işitme cihazları üretilmeye başlanmış olup dijital işitme cihazlarının seri üretime geçebilmesi yaklaşık 2000’li yılları bulmuştur.
İşitme Cihazı Ankara
İşitme kaybınız var ise işitme cihazı kullanmanız gerekmektedir. İşitme cihazı kullanmazsanız her geçen zaman diliminde konuşmaları ayırt etmekte zorlanabilirsiniz. İşitme kaybınız olması durumunda bir işitme cihazı satış ve uygulama merkezine giderek size en uygun işitme cihazını işitme uzmanının işitme testinizi yapıp değerlendirmesinin ardından alabilirsiniz. İşitme cihazı alacağınız yerde mutlaka bir odyolog veya uzman odyolog bulunması gerekmektedir. İşitme cihazı alma konusunda en önemli nokta cihaza yapılan ayarlardır. Ankara’da işitme cihazı satışı yapan bazı yerlerde REM ölçümü yapılarak cihaz ayarları yapılır ve bu en sağlıklı yöntemdir. İşitme kaybınıza göre yapılan cihaz ayarını aynı zamanda REM ile desteklemek sesleri en kaliteli şekilde duymanızı sağlayacaktır.